12 Kasım 2024
Basın DuyurusuDuyurularYazar DuyurusuYazarlar

Şiirimizden bir yaprak daha düştü. “Süreyya Berfe”

Şiirimizden bir yaprak daha düştü!

“Yaprak bile gidiyor sarardığını anlayınca” dedi ve sonsuzluğa gitti Süreyya Berfe.
Öncelikle 60’ların yenilikçi, dirençli şairlerinden biri olarak yola çıkan Berfe. Sonraları toplumsal ve bireysel temaları yine incelikli diliyle yazdı. Doğayı ve doğanın, toplumun içinde insanın yalnızlığını içtenlikli, lirik bir dille işledi.
Şiirimize bıraktığı sözcükler onu sonsuz kılacak.

Şiirimizin, okurlarının başı sağ olsun.

 

Türkiye Yazarlar Sendikası

BİYOGRAFİSİ

Hikmet Süreyya Kanıpak adıyla 27 Ocak 1943’te İstanbul‘da doğan Süreyya Berfe, 1960’ta Çanakkale Lisesi’nden mezun oldu. Bundan sonra, 2 yıl İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi‘nde, 4 yıl ise İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Felsefe Bölümü’nde okudu. Yedek subay öğretmen olarak yaptığı askerliğinin ardından, Arkın Yayınevi’nde çalışmaya başladı. 1972’de Ali Özgentürk ile birlikte Asyalı dergisini çıkardı. (2 sayı) 1976’da Can Yayınevi’nin çocuk kitapları bölümünde görev aldı. Sonraları reklam şirketlerinde metin yazarı olarak çalıştı.

İlk şiiri 1961’de Zeren dergisinde yayımlandı. 1965’e kadar Süreyya Kanıpak imzasıyla Düzlem, Zeren, Yelken, Türk Dili, Soyut gibi dergilerde şiirlerini, daha sonraları PapirüsYeni DergiYazıForumOluşumSoyutAntYeni EdebiyatYeni ABirikimMilliyet SanatDefterkitap-lıkGösteri dergileriyle Yeni Gazete ve Ulus gazetelerde şiir ve yazılarını yayımlattı. 1966’da Kasaba adlı şiiriyle Türkiye Milli Talebe Federasyonu Kültür Yarışması birincilik ödülünü alması sayesinde tanındı.

İlk şiirlerinde İkinci Yeni akımının etkisinde kalarak, soyutlamalara başvurdu. 1966’dan sonra ise, halk şiirinin yolundan giden yeni bir şiir dili kurma arayışına yöneldi. İlk şiir kitabı olan Gün Ola, bu arayışın ürünüdür. Berfe, bu kitapta Anadolu‘nun bir köyünde kısa bir süre tanıklık ettiği bir dili ve dille iç içe gelişmiş olay, durum ve koşulları anlatmayı amaçladı. Şairin bu ses getiren kitabında, Türkmen ve Avşar ağıtlarının, halk ozanlarının, türkülerin ve Nâzım Hikmet‘in etkileri görülür. Daha sonraki şiirlerinde de halk şiirinin olanaklarından yararlanmayı sürdürdü.

Ayrıca, Hepsi O Kadar adlı şiiri, Ece Ülker tarafından bestelendi.

 

 

Bağlantıyı kopyala