25 Nisan 2024
Basın Duyurusu

2 TEMMUZ YANGINI SÜRÜYOR

2 TEMMUZ YANGINI SÜRÜYOR

Sivas katliamının 22. yılında da Sivas’ın kanlı ateşinin için için yandığını her gün yeniden görüyoruz.
Dönemin valisi Ahmet Karabilgin, bilinen gerçekleri itiraf gibi açıkladı:

” Askerler geç geldiler, sayıları yetersizdi, saldırgan kitleyi seyrettiler, mağazaları ve kuyumcuları korudular…
Polisler çok azdı, saldırgan kitleyi yüreklendirdiler, yönlendirdiler…
İtfaiye geç geldi, saldırgan kitleyi geçip otele gelmek için çok isteksizdi. Belediye Başkanı, saldırgan kitleye su sıkmamalarını emretmişti, yangını seyrettiler, isteksizdiler.”

Dönemin belediye başkanı Temel Karamollaoğlu, saldırgan kitleye, ” Gazanız mübarek olsun!” “ İtfaiye su sıkarsa halk ezilebilir.” dedi. Saldırganları sakinleştirmek için Pir Sultan Abdal heykelinin yıkılmasını önerdi.
Dönemin içişleri bakanı Mehmet Gazioğlu, olayı önemsemedi, başka işleri vardı… Sonrasındaysa, “Olayı büyütmeyin, maçlarda bile daha fazlası ölüyor.” dedi

Dönemin başbakan yardımcısı Erdal İnönü, kendisine telefonla ulaşıp durumun önemini anlatan Aziz Nesin’e, “Valiyle görüştüm, merak etmeyin olaya hakimiz diyor…” dedi.

Dönemin başbakanı Tansu Çiller, “Dışarıdaki vatandaşlarımızın kılına zarar gelmemiştir. Oteli yakan yakalanmıştır, sigortadan para almak için oteli yaktığını söylemiştir.” dedi.

Dönemin cumhurbaşkanı Süleyman Demirel, “Halkla polisi karşı karşıya getirmeyelim.” Sonrasındaysa “Münferit bir olay, ağır tahrik var.” dedi.

Saldırıda görev alanlar, katliamı Özel Harp Dairesi’nin planlandığını ve uyguladığını itiraf etti.
Katliam sanıklarının askere gittikleri, Sivas’ta yaşayıp öldükleri, katliam sorumluları ile ilgili belgelerin mahkemeye sunulmadığı, mahkemeye sunulanların da aylarca bilirkişiye verilmediği ortaya çıktı.

Sözün kısası cinayet güpegündüz ve devlet eliyle işlendi.
Bugün de aynı kindar düşünce; yine gerici, kıyıcı iktidarlardan cesaret alarak birçok yerde Alevi yurttaşların evlerini işaretliyor. Bugünün iktidarı, Suriye’ye yönelik ayırıcı mezhep söylemini sürdürüyor. İktidar olanakları, halkı mezhepler üzerinden bölmenin aracı olarak kullanılıyor.

Katliamın eylemsel ve düşünsel iş birlikçileri yangını sürdürüyorlar.
Bu saldırılar karşısında biz yazarlar; benzer saldırıların yinelenmesini önleyecek bir güçlü örgütlülüğün yaratılması için halkımızı daha fazla yan yana olmaya çağırıyoruz.

TÜRKİYE YAZARLAR SENDİKASI

Bağlantıyı kopyala