Cemile Çakır’dan üç kitap!
Ağaç Olma Özlemi, Hiç Durmadan Uçmak ve Düşlerin Sessizliği
Şubat ayında altı romanı yayımlanan Cemile Çakır’ın bir şiir (Ağaç Olma Özlemi), bir öykü (Hiç Durmadan Uçmak) ve bir de desenleriyle birlikte düz yazı şiir ve öykü arasında kalan kısa yazılarının olduğu (Düşlerin Sessizliği) üç kitabı daha Klaros Yayınları’ndan çıktı.
Çakır’ın Şubat ayında önce birbirinden bağımsız İffet’in Gelinliği, ardından Yitik Menekşe adlı romanlarının hemen ardından dört kitaptan oluşan Ay Serisinin dört romanı daha çıkmıştı: Gümüş Ay, Karanlık Ay, Çamur Ay ve Kadın Ay. Şimdi de yıllardır damla damla biriktirdiği şiirlerini topladığı Ağaç Olma Özlemi ve 1990’larda yazılmış ve çeşitli dergilerde yayımlanmış öykülerinin yer aldığı Hiç Durmadan Uçmak ve sol sayfalarında desenlerinin olduğu, sağ sayfalarında bir ya da iki paragraflık düz yazı şiir ile öykü arasında bir yerlerde duran Düşlerin Sessizliği kitabı yine Klaros Yayınları’nca basıldı.
Ağaç Olma Özlemi Çakır’ın dördüncü şiir kitabı. 1991 yılında İnsancıl Yayınları’nca basılan Cemreye Çağrı, 1997 yılında Toplumsal Dönüşüm yayınlarından çıkan Her Yüzde Yangın ve 2010 yılında Ceylan Yayınları’ndan çıkan Beyaz Düşsel Kanatlar adlı şiir kitaplarından sonra damla damla biriken şiirlerin toplandığı bir kitap Ağaç Olma Özlemi. Kitabın girişinde 2007 yılında Kocaeli Üniversitesi Şiir Kongresinde sunduğu “Benim için şiir” bildirgesi de yer alıyor. Bu bildirgede Çakır şiirlerini “benim için şiir yaşama karşı kim olduğumu, ne olduğumu açıklayan bir manifestodur, alçak sesle, yürekten söylenmiş… Sözcüklerden oluşan resimlerde yansıyan benim yüzümdür ve bu resimde aynanın ya da vesikalık fotoğrafın gösteremediği bütün detaylar daha fazlasıyla vardır,” sözleriyle tanımlar. Çakır’ın şiirleri daha çok doğayla kendisi arasında bir içsel söyleşi tadında.
Hiç Durmadan Uçmak Cemile Çakır’ın üçüncü öykü kitabı. 1990 yılında yayımlanan ve ilk kitabı olan Gelincikle Uyanmak adlı öykü kitabını 2005 yılında kendi kurduğu ama yürütemediği Hayal Postası Yayınları’ndan çıkan Buzdan Heykel izledi. Her ne kadar Buzdan Heykel 2005 yılında yayımlansa da Hiç Durmadan Uçmak’ta yer alan öykülerin biri hariç, diğerleri 1990’lı yıllarda yazılmış ve çeşitli dergilerde yer almış. Sembolizm ve gerçeküstücülük arasında gidip gelen bu öykülerde içinde yaşadığımız toplumun ve insanın kendisine yabancılaşmasının dışavurumcu bir resmi çizilmeye çalışılmış.
Sol sayfalarında Çakır’ın birer deseninin yer aldığı Düşlerin Sessizliği için kadın erkek ilişkisinin, kadın tarafından şiirsel anlatımı denebilse de bu yazılar şiirle kısa öykü arasında bir yerde durmaktadır. “Zincir mi, aşk mı?” adlı şiirimsi kısa öyküde olduğu gibi:
“Kadının içi o kadar yoğun bir sevgiyle doluydu ki bu sevginin açtığı bütün çiçekleri tek tek toplayıp ince, uzun bir çelenk ördü. Bu çelenkte doğduğu köyün çayırlarında açan bütün çiçeklerden vardı ve baygın kokuları çevreye yayılıyor, insanda mutluluk duygularının yeşermesine neden oluyordu.
Kadın bu çelengi aldı, sevdiği adamın boynuna taktı.
Adam kadının boynuna neden bu ağır ve paslı demir zinciri taktığını anlamadı. Kızdı. İşleri vardı, durup, kadının söyledikleriyle oyalanacak vakti de yoktu. Hızlı ve güçlü bir hamleyle ağır zinciri tutup arkasına bakmadan geriye fırlattı.
Kadın onun hemen arkasındaydı. Demir zincir kadının üzerine düştü. Kadın bu ağırlığa dayanamadı, sendeledi, yere yıkıldı.
Adam, ağır zincirin kadının üzerine düştüğünün farkında değildi. Kadının iniltisini de duymamıştı, ağır adımlarla ardına bakmadan yürüdü gitti.”
Bu yayımlanan kitapların kapak fotoğraf ve desenleri de Cemile Çakır’a ait.