KISA TÜRKİYE TARİHİ / SİVAS’I UNUTMA!
1977 Taksim
1978 Sivas-Maraş
1980 Çorum
1980 Ulucanlar, Metris, Diyarbakır
1993 SiVAS
2000 Ümraniye, Bayrampaşa, Uşak, Çanakkale
2012 Uludere
Onlarca devrimci, onlarca işçi, onlarca Kürt, onlarca Alevi, onlarca Yezidi, onlarca Ermeni ve külliyen ezilen Türkiye halkları…
1950-1960 Demokrat Parti
1970-1980 Muhtıra, idamlar, ara rejim, I. MC, II. MC, Milli Selamet Partisi, Adalet Partisi
1980-2002 Faşist Evren cuntası, Anavatan Partisi, Doğru Yol Partisi, Refah Partisi, Fazilet Partisi, derin devlet, Susurluk Çetesi, kontrgerilla, cezaevi saldırıları, iç savaş…
2002-2012 Adalet ve Kalkınma Partisi
Onlarca kayıp, onlarca gözaltı, onlarca, işkence, onlarca tutuklama…
Bu kısa Türkiye tarihinde hangi iktidarın elinin kandan sıyrıldığını söyleyebiliriz ki?
Partilerin adları değişse de zulümleri aynı, kıyım yöntemleri farklı yalnızca.
Dün dönemin başbakanı, Sivas’ta Madımak Oteli’nde yazarlar, şairler, ışıl ışıl semahçı çocuklar, karikatüristler, müzisyenler yakılırken “Dışarıdakilere bir şey olmamıştır.” diyordu. Bugün, bugünün başbakanı o kanlı dava, zaman aşımından düşerken “Vatana millete hayırlı olsun.” diyor ve “açılım, demokratikleşme” yutturmasıyla gazetecileri, yazarları, yayıncıları, sendikacıları, avukatları, Kürt yerel yöneticileri tutuklatıyor, kadınların özgürlüğüne kelepçe vuruyor.
Öte yandan ise siyasal iktidar, Hrant Dink’in katili Ogün Samast’ı Samsun’da karakol odasında, aydınların katili Cafer Erçakmak’ı Sivas’da karakolun gölgesinde saklamış, Sivas sanıklarının avukatlarını da milletvekilliğiyle, devlet bakanlığıyla ödüllendirmiştir.
19 yıl, yüzyıl gibi ama değil. Çünkü bu 19 yılda ülkede Sivas’ı yüreğimize düşürecek, Sivas’a benzer onlarca acı yaşandı, yaşanıyor. İki yüze yakın gözaltında kayıp ve yargısız infaz, Hayata Dönüş Operasyonları(!), Güneydoğu asit kuyuları, toplu mezarlar, daha dün Uludere, daha dün Urfa, Gaziantep, Adana cezaevleri…
Muhalifleri, azınlıkları düşman gören gerici iktidarların kanlı oyunları, siyasal tetikçileri 60 yıldır değişmedi. Biz bu ülkenin yazarları, onların sözlerine hiç inanmadık ve erklerine boyun eğmedik. Halkımızın aydınlığı için yazmaktan, düşünmekten yılmadık, yılmayacağız. Çünkü belleğimizi köreltirsek, kalemlerimizin de köhneleşeceğini biliyoruz. Bunun için Sivas davasının zaman aşımına uğratılmasıyla daha da kirlenen vicdanların sorgulayıcıları olmayı da sürdüreceğiz.
Sivas’ı unutmadık, unutmayacağız, unutturmayacağız.
TÜRKİYE YAZARLAR SENDİKASI