Üyemiz İlhan Sami Çomak’a bir an önce özgürlüğü verilmelidir
ŞAİR, “GÜNAYDIN YERYÜZÜ” DİYEMEDİ
Ihlamur kokusundan, serin bahçelerden, yazlardan, ilkyazlardan, deniz kıyılarından uzakta, hüzünle şiir arasındaki ağır mekiği işleterek yıl sayan bir şair: İlhan Sami Çomak.
Otuz yıldır kapıların, duvarların ardında. Şiirle tutunuyor hayata. “Hayattayız Nihayet” diyordu son kitabında.
“İçeri”de ruhunu ve dilini “dışarı”dan uzak tutmadı, şiirle tanıştı. Gitmeler Çiçek Kurusu, Açık Deniz, Günaydın Yeryüzü, Kedilerin Yazdığı İlahi, Bir Sabah Yürüdüm, Yağmur Dersleri, Dicle’nin Günlüğü, Geldim Sana, Hayattayız Nihayet adlı şiir kitapları yayımlandı.
Şiirleri İngilizce, Norveççe, Almanca, İtalyanca, Rusça, Yunanca, Fransızca, Galce ve Arnavutçaya çevrildi. “Geldim Sana” Sennur Sezer Emek-Direniş Şiir Ödülü’ne (2019), “Hayattayız Nihayet” Metin Altıok Şiir Ödülü’ne (2022) değer görüldü
30 yıl önce “orman yakma” savıyla tutuklandı. Bu sav, kanıtlanamasa da “kesintisiz” 30 yıldır kapıların, duvarların ardında. Bugünlerde 30 yıllık “mapusluk” süresi dolmuşken şair; kedileri, çiçekleri, yağmuru ve denizi yeniden görebilecek diye beklerken adalet kapılarını yine açmadı şaire.
Hiçbir delil bulunamamasına karşın 30 yıldır tutuklu bulunan şair, 30 yıllık infaz süresini doldurdu ancak tahliyesi şairin “iyi halli” olmadığı, “suça yönelik farkındalığının oluşmadığı, hükümlünün ceza infaz kurumunda geçirdiği uzun sürenin suç ve suç algısına karşı tutum ve davranış değişikliği konusunda caydırıcı bir etki yaratmadığı, kişide suç işleme yöneliminin ve kendisini suça iten etkenlerin halen devam ettiği” gerekçesiyle ertelendi.
Karardan da anlaşıldığı üzere adalet, yasalarla değil “soyut-kişisel gerekçeler”le işliyor. Yasalar uygulansaydı şair, onca yıl sonra yeniden “günaydın yeryüzü” diyebilecekti.
Bu haksızlığı gördük, bunun için diyoruz ki şairleri özgür olmayan halkların dilleri de ruhları da tutsaktır.
Üyemiz İlhan Sami Çomak’a bir an önce özgürlüğü verilmelidir.
