Adalet Ağaoğlu
Adalet Ağaoğlu
(23 Ekim 1929, Ankara – 14 Temmuz 2020, İstanbul)
Cumhuriyet’in ilk kuşaklarından biri olan Adalet Ağaoğlu, Türk edebiyatının en özgün, en derin seslerinden biridir.
Bir yazar olarak yalnızca bireyin iç dünyasını değil, bir ülkenin dönüşümünü, çelişkilerini ve belleğini kelimelerin terazisinde tartmıştır.
1929 yılında Ankara’da doğan Ağaoğlu’nun babası kumaş tüccarı Hafız Mustafa Sümer, annesi ise Saraybosna kökenli Emine İsmet Sümer’dir. Çocukluğunu Nallıhan’da geçirdi; ilkokulu burada tamamladı. 1938’de ailesiyle birlikte Ankara’ya taşındı. Ankara Kız Lisesi’nden mezun olduktan sonra, Ankara Üniversitesi Dil ve Tarih-Coğrafya Fakültesi Fransız Dili ve Edebiyatı Bölümü’nde öğrenim gördü ve 1950 yılında mezun oldu.
Edebiyata ilgisi lise yıllarında yazdığı şiirlerle başladı; kısa sürede tiyatronun dönüştürücü gücüne yöneldi.
Yazarlığa ilk adımlarını 1946’da Ulus gazetesinde yayımlanan tiyatro eleştirileriyle attı.
1948–1950 yılları arasında Kaynak Dergisi’nde şiirleri yayımlandı.
1951 yılında TRT Ankara Radyosu’nda çalışmaya başladı ve burada yirmi yıla yakın süre çeşitli görevlerde bulundu.
Aynı yıl ilk radyo oyunu olan Aşk Şarkısı’nı kaleme aldı.
Radyoda çalıştığı yıllarda, tiyatro sanatçıları Kartal Tibet, Üner İlsever, Çetin Köroğlu ve Nur Sabuncu ile birlikte Ankara’nın ilk özel tiyatrosu Ankara Meydan Sahnesi’ni kurdu; aynı zamanda Meydan Sahne Dergisi’ni yayımladı.
Adalet Ağaoğlu, her döneminde “birey ile toplum arasındaki çatışma”yı, Cumhuriyet kuşağının vicdani hesaplaşmasını eserlerinin merkezine aldı.
1973’te yayımlanan ilk romanı Ölmeye Yatmak, onun edebiyatındaki büyük kırılmanın da başlangıcı oldu.
Bu romanla birlikte, Türkiye’nin modernleşme serüvenini, kadın kimliğini, toplumsal dönüşümün birey üzerindeki baskılarını derin bir bilinç akışıyla işledi.
Daha sonra yazdığı Bir Düğün Gecesi (1979) ve Hayır… (1987) romanlarıyla birlikte bu üçleme, modern Türk edebiyatının en güçlü “toplumsal panoramalarından biri” olarak anıldı.
Romanlarındaki ironi, iç monolog tekniği ve çoğul bakış açısı; bireysel yalnızlıkla toplumsal yabancılaşmayı aynı potada eritmesiyle, onu çağdaş Türk romanının en güçlü kadın sesi haline getirdi.
Romanları
- 1973 – Ölmeye Yatmak
- 1976 – Fikrimin İnce Gülü
- 1979 – Bir Düğün Gecesi
- 1980 – Yaz Sonu
- 1984 – Üç Beş Kişi
- 1987 – Hayır…
- 1991 – Ruh Üşümesi
- 1993 – Romantik Bir Viyana Yazı
- 2014 – Dert Dinleme Uzmanı
Öykü Kitapları
- 1974 – Yüksek Gerilim
- 1978 – Sessizliğin İlk Sesi
- 1982 – Hadi Gidelim
- 1997 – Hayatı Savunma Biçimleri
Tiyatro Oyunları
(1950’lerden itibaren sahnelenen ve yayımlanan eserlerinden bazıları)
- Evcilik Oyunu
- Çıkış
- Kozalar
- Bir Kahramanın Ölümü
- Sınırlarda Aşk
- Tombala
Deneme ve Anı
- Göç Temizliği (1985)
- Gece Hayatım (1991)
- Damla Damla Günler (1996)
Edebi Anlamı ve Mirası
Adalet Ağaoğlu, Cumhuriyet’le birlikte doğmuş bir kuşağın iç hesaplaşmasını kaleminde derinleştirmiştir.
O, modernleşmenin vaatleriyle hayal kırıklıkları arasında sıkışan bireyin, özellikle de kadının, kentli aydının, sanatçının ruhsal serüvenini roman sanatının sınırlarını zorlayarak anlatmıştır.
Dilinde şiirsel bir ritim, düşüncesinde toplumsal bir omurga vardır.
Eserlerinde zaman, bellek ve kimlik temaları iç içe geçer; bireyin yalnızlığı, toplumun sessizliğine dönüşür.
14 Temmuz 2020’de, İstanbul’da aramızdan ayrıldığında, ardında yalnızca kitaplar değil, bir çağın vicdanını, bir kadın yazarın direnişle örülmüş sözünü bıraktı.
Bugün hâlâ, onun cümleleriyle düşünür, onun aynasında kendimizi ararız.
“Benim romanlarımda insanlar yaşadıkları çağla hesaplaşırlar. Çünkü insan, çağını anlamadan kendini anlayamaz.”
— Adalet Ağaoğlu